PARA BUGÜNKÜ İŞLEVİNİ
NASIL KAZANDI?
Para
dediğimiz kâğıt parçaları ve küçük, yuvarlak metaller bugün günlük yaşantımızın
olmazsa olmazı. Hayatımızı bu küçük araçlarla devam ettiriyoruz dersek belki
biraz abartmış oluruz ama kesinlikle yalan söylemiş olmayız. Son yıllarda
bankaların büyük başarısı sayesinde artan kredi ve banka kartları sayesinde
kullanımı azalmış olsa da paranın işlevinden bir şey eksilmiş değil. Paranın ederinden daha fazla değer gördüğü,
insanların onu kendinden, sevdiklerinden öteye koyduğu da bir gerçek fakat
hatırlatmalıyım ki para da bir insan icadıdır ve paranın olmadığı bir dönem de
vardır.
Daha
önce Sümerler ve Mısırlılar tarafından benzeri şekilde kullanımı bulunsa da
para, milattan önce 7. yüzyılda medeniyetler beşiği Anadolu’muzun batısında
hüküm süren Lidyalılar tarafından insanlığa hediye edilmiştir. Peki, daha önce
bu insanlar bir şey alıp satarken ne yapıyorlardı? Hepimizin aklına ilk gelen
şey takas yoluyla bu işlerini hallettikleridir sanırım. Evet paradan önce
insanlar bir malı satın alırken karşılık olarak ellerindeki başka bir malı
veriyorlardı. Bu uygulamanın artılarını ve eksilerini karşılaştıracak olursak
kuşkusuz eksileri çok daha uzun kalacaktır. Bir kere değer biçmek için bir
ortak bir birim olmadığı için her malın onlarca belki yüzlerce fiyatı
bulunmaktaydı. Bu ticaretin gelişmesi için çok büyük bir engeldir. Örneğin 10
tane elma 8 tane armut ya da bir küp pekmez ya da bir çuval pamuk değerindeydi
ve doğal olarak bu fiyatlar bölgeden bölgeye değişmekteydi. Takas usulünün bir
diğer zorluğu alıcı ve satıcı tarafın ihtiyaçlarının örtüşmesi gerektiğiydi. Mesela
elma satan kişinin armuda, armut satan kişinin de elmaya ihtiyaç duyması
lazımdı ki 10 elma ile 8 armut takas edilsin. Böyle bir ortamda doğal olarak
ticaret gelişememiş ve insanlık zenginleşememiştir.
Bu
dönemden sonra insanlar yaşadıkları bölgelere göre bazı nesneleri mübadele
aracı olarak kullanmaya başlamışlar ve bugünkü anlamıyla para olgusuna biraz
daha yaklaşmışlar. Bazı yerlerde deniz kabuğu, bazı yerlerde buğday gibi
nesneler alışverişe aracılık etmiştir. Bunlar paranın dört önemli işlevlerinden
biri olan mübadele aracı olma özelliğini gösteren tarihteki ilk nesnelerdir.
İnsanlar
daha sonra bu tür farklı nesneler yerine para olarak altın ve gümüş madenlerini
kullanmaya başladılar. Farklı boyutlarda kestirilen altın ve gümüş sikkeler
günlük alışverişlerde mübadele aracı olarak kullanılıyor ve de ihtiyaçtan
fazlası biriktiriliyordu. Bu da paranın değer biriktirme aracı işlevini
kazanmasını sağladı. Tarihte bu metallerden sadece altının para olarak
kullanıldığı da oldu hem gümüşün hem altının kullanıldığı dönemler de oldu. İnsanlık
uzun bir süre de para olarak altın ve gümüşü kullanarak idare etti. Elbette bu
sistemin de eksik yanları, zayıf yönleri vardı ama günümüzdeki paraya gittikçe
yaklaşılıyordu.
Günümüzde
hepimizin elinde, cüzdanında olan para, diğer adıyla itibari para, ilk olarak
bin altı yüzlü yıllarda İngiltere’de ortaya çıkmış ve bu sistemin temelleri
orada atılmıştır. Banknot sisteminde devlet güvencesi esastır. Yani basılan
banknotların üzerinde yazan değerde olduğu devlet tarafından güvence altına
alınmıştır. Zaten maliyeti çok düşük olan bu kâğıt parçalarının değerinin çok
üstünde malların alınıp satılmasında kullanılması başka türlü mümkün olamazdı.
Günümüzde kullandığımız paralar devlet eliyle oluşturulup piyasaya
sürülmektedir. Buna ekonomide para arzı denir. Para arzı yoluyla devlet
ekonomiyi kontrolü altında tutar.
Paranın
iktisadi açıdan önemi şüphesiz çok büyüktür. Ekonomik aktivitelerin başrol
oyuncusu olan para insanları, toplumları, ülkeleri, devletleri zenginleştiren
ve fakirleştiren yegâne olgudur. İktisat tarihinde karşımıza çıkan, belli
kesimleri yoksul ve zor durumda bırakan pek çok büyük krizin nedeni paradır. Bırakın
tarihi şu günlerde bile ülkemizde Amerikan Merkez Bankası’nın faizleri
arttırması halinde Türkiye’de bulunan doların Amerika’ya geri döneceği ve bunun
sıcak paraya aşırı bağımlı hale gelen ülke ekonomisini ne kadar kötü
etkileyeceği konuşuluyor. Paranın ekonomi ve hayat üzerindeki önemini anlamamızı
sağlayacak binlerce örnek sayabiliriz. Ama çağımızda artık paraya sahip
olmaktan öte bir mesele var. O da paranın nasıl kullanılacağı. Büyümenin,
zenginleşmenin yolu paraya sahip olmaktan çok onu nasıl kullanacağını bilmekten
geçiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder