TRAFİK KAZALARININ
EKONOMİK YÖNÜ
Trafik
kazaları ülkece en çok çektiğimiz, hem maddi hem manevi canımızı çok acıtan
konulardan biri. Bir türlü kurallara uymayı, trafik kültürü oluşturmayı
beceremiyoruz. Trafik kazalarının en büyük nedenleri insan kaynaklı olanlar. Aşırı
hız, alkollü araç kullanma, acemilik, dikkatsizlik trafik kazalarının nedenlerini
düşününce ilk akla gelenler. Dünyada başı çektiğimiz birkaç alan varsa
bunlardan biri de trafik kazaları diyebiliyoruz. Türkiye en çok trafik kazası
yapılan ilk 10 ülke arasında bulunuyor. Bu içler acısı durumun en büyük
nedenleri bilinçsizlik ve eğitimsizlik gibi görünüyor. En basitinden, kullanımı
bu kadar kolay olan ve sürüş konforu açısından hiçbir olumsuz yanı bulunmayan
emniyet kemerinin kullanılmamasını hayret verici derecede ilginç buluyorum.
Öncelikle
verilere bakalım. 2013 verilerine göre Türkiye’de gerçekleşen kaza sayısı bir
yılda 375 bin civarında. Basit bir hesapla günde yaklaşık 1000 kaza olduğunu
gösteriyor. Bu kazaların yaklaşık olarak 3000 tanesi ölüm yaşanan kazalar
olarak gerçekleşmiş ve 2013 yılı içinde yaklaşık 3600 kişi trafik kazalarında
can vermiş. Bu günde 10 sadece trafik
kazaları nedeniyle öldüğü anlamına geliyor. Bütün dünyada trafik kazalarından
ölen kişilerin toplam sayısı bir yılda 1,5 milyon. Türkiye’de ölüm nedenleri arasında trafik
kazaları sağlık sorunlarını saymazsak kesinlikle ilk üçe giriyor. Araştırmalar ülke
nüfusunun genç erkek kategorisindeki insanların birinci ölüm nedeni olarak
trafik kazaları olduğunu gösteriyor. En verimli çağını yaşayan bu kişilerin
trafik kazaları yüzünden hayatını kaybetmesi ülkemiz açısından çok acı bir
durum.
Gelelim
işin ekonomik yönüne. Türkiye’deki kazaların direkt olarak ortaya çıkardığı
hasar maliyeti 1,5 milyar lira olarak hesaplanıyor. Bunun sadece kazaya karışan
araçlarda meydana gelen hasarın maliyeti olduğunu belirteyim. Trafik kazalarının
tıbbi giderler, devletin giderleri, yaşanan verim kaybı gibi dolaylı
maliyetleri de hesaba katılınca Türkiye'nin trafik kazalarına ödediği yıllık
fatura 17 milyar lirayı aşıyor. Bir yılda gerçekleşen kazaları toplam
maliyetinin Marmara Depremi’nin maliyetini geçtiği söyleniyor. Bu ülke her yıl
bir Marmara Depremi yaşamak zorunda değil diye düşüyorum.
Bu miktarlar
bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için çok büyük masraflardır. Örneğin YÖK'e
bağlı devlet üniversitelerine ayrılan toplam yıllık bütçe 11,5 milyar lira. Görüldüğü
gibi trafik kazaları maliyeti ile devletin iki senelik yükseköğretim bütçesine
karşılık geliyor. Öte yandan ülkemizin en büyük kenti olan, her beş kişiden
birinin yaşadığı metropol şehir İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yıllık
bütçesinin tam iki katı kadar bir parayı trafik kazaları nedeniyle çöpe atıyoruz.
Enerjide dışa bağımlılığı neredeyse %95 olan Türkiye’nin toplam enerji
ithalatının %20’si kadarını ülkece trafikte havaya saçıyoruz.
İnsan
hayatının parayla ölçülemeyeceği gerçeğini de hesaba katarsak trafik kazaları
Türkiye için çok ağır ve önemli bir sorun durumundadır. Trafik kazalarının çözülemeyecek
ya da çaresi bulunmayan bir sorun olmadığı gelişmiş batı ülkelerince
ispatlanmış durumdadır. Trafik kazalarının az olduğu ülkeler trafik cezalarını
caydırıcı hale getirmiş ve genellikle trafik ve kurallara uyma bilincini çok
küçük yaşlardan itibaren çocuklara aşılamakta olan ülkeler olarak karşımıza
çıkıyor. Benzer uygulamaların ülkemizde de görmek ve bu maddi ve manevi yükü
azaltmak için zararın neresinden dönülse kardır diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder