Makale: Karagül, Mehmet
ve Masca, Mahmut, (2005), “Sosyal Sermaye Üzerine Bir İnceleme”, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi,
Sayı: 1, ss. 37-52.
Söz konusu makalenin analiz esaslı
özeti hazırlanırken yazarların oluşturduğu plana sadık kalınmıştır. Makalenin
planı aşağıdaki gibidir.
1.
Giriş
2.
Sosyal
Sermaye ve Özellikleri
2.1.Sosyal
Sermayenin Tanımlanması
2.2.Fiziki, Beşeri
ve Sosyal Sermayenin Karşılaştırılması
2.3.Sosyal Sermaye
ve Ekonomik Büyüme İlişkisi
2.4.Sosyal
Sermayenin Ölçülmesi
2.5.Sosyal
Sermayenin Kaynakları
2.5.1.
Aile
ve Sosyal Sermaye
2.5.2.
Sivil
Toplum Örgütleri ve Sosyal Sermaye
2.5.3.
Kamu
Kesimi ve Sosyal Sermaye
2.5.4.
Sosyal
Sermayenin Gelişiminde Diğer Unsurlar
3.
Sosyal
Sermaye ve Türkiye Ekonomisi
4.
Sonuç
Kaynakça
1. Giriş
Klasik iktisadi mantıkta yer alan emek,
sermaye, girişimci ve toprak faktörlerinden oluşan üretim süreci günümüz
dünyasının ekonomik faaliyetlerinin açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Günümüzün
zenginleşmiş ülkelerini fakir kalmış ülkelerle karşılaştırdığımızda aradaki farkın
sadece fiziki sermayeden ileri geldiğini söylemek büyük bir eksiklik
barındıracaktır. Bu sebeple yeni içsel büyüme teorileri ekonomik büyümeye katkı
sunan her türlü etkeni modellerine dâhil etmektedir. Bu doğrultuda az gelişmiş
ülkelerin kalkınma süreçlerini sosyal politikalarla desteklemesi zorunluluğu
karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı az gelişmiş ülkelerin ekonomik kalkınma
sorunlarına yaklaşımda dikkatleri farklı bir bakış açısıyla uzun vadeli içsel
büyüme teorileri kapsamında yeni kavramlara dikkat çekmektir. Bu yönde sosyal
sermaye kavramı tanımı, özellikleri ve kaynaklarıyla ele alınacaktır.
2.
Sosyal Sermaye ve Özellikleri
Uzun vadeli ve sürdürülebilir kalkınma
günümüz iktisat biliminin en yoğun çalıştığı alanlardan biridir. İnsan faktörünü
öne çıkarmak amacıyla sermaye kavramına yeni anlamlar yüklenmektedir. Sosyal
sermaye kavramını da bu anlamda incelemek gerekir.
2.1
Sosyal Sermayenin Tanımı
Sosyal sermaye ile ilgili üzerinde
anlaşılmış bir tanım olmamakla birlikte en kısa ifadeyle en az iki kişi
arasında güvene dayalı oluşturulabilen iletişim imkânı ve daha geniş olarak
toplumu oluşturanlar, sivil toplum örgütleri ve kamu kesimi arasındaki
faaliyetleri kolaylaştıran güven ve iletişim ağı şeklinde tanımlar
kullanılabilir. Ekonomik açıdan kişi ve kurumlar arasında güvene adayalı
ilişkilerin üretime yansıması şeklinde ele alınabilir. Sosyal sermaye ile
ilgili yapılan değerlendirmeler de genellikle sosyal normlar, iletişim ağı ve
güven kavramlarına sıkça rastlanmaktadır. Bu yönde sosyal sermaye toplumun
kültürel değerleriyle ve sosyal yapısıyla doğrudan ilişkili bir olgudur. Maddi
olmayan değerlerin sosyal sermayeyi beslediği bir gerçektir. Sosyal sermaye
temalı çalışmalar toplum içindeki fertlerin ve kurumların yatay veya dikey
iletişimlerini incelemektedir.
2.2
Fiziki, Beşeri ve Sosyal Sermayenin
Karşılaştırılması
Beşeri ve sosyal sermaye kavramları son
yıllarda ekonomi literatürüne girmiş ve birbirleriyle oldukça ilgili iki kavramdır.
Sermaye kavramı son birkaç yıla kadar sadece fiziki anlamda düşünülüyordu.
Fakat içsel büyüme teorileri kapsamında büyümeyi etkileyen insan kaynaklı
olgularla birlikte beşeri ve sosyal sermaye de ekonomik büyümenin
etkileyicileri olarak karşımıza çıkmıştır. Sosyal sermayenin fiziki sermaye ile
bir takım ortak ve farklı yönleri mevcuttur. Öncelikle iki olgu arasındaki benzerlik
ikisinde üretime ve dolayısıyla ekonomik büyümeye yaptıkları pozitif katkıdır.
Öte yandan fiziki sermayenin oluşturulması ve üretimde kullanılması için
harcanan yoğun çaba sosyal sermayenin oluşumu için de elzem durumdadır. Ancak
sosyal sermaye için harcanan çaba daha çok sosyal içerikli faaliyetlerdir.
Başka bir fark ise sosyal sermayenin durağan olmamasıdır. Fiziki sermaye
değişmeyen, statik bir yapıya sahiptir. Ayrıca kullanılmadığı takdirde
saklanabilir. Ancak sosyal sermayenin olmadığı her an geri dönülemeyen
kayıpları doğurur. Ayrıca sosyal sermayenin yokluğu söz konusu ekonomi için
negatif bir değer taşır. Sosyal ve fiziki sermayenin diğer bir farkları ise
fiziki sermayenin nötr, sosyal sermayenin ise yanlı olmasıdır. Fiziki sermaye
kullanılacağı yer ve zaman konusunda iradesizdir.
2.3
Sosyal Sermaye ve Ekonomik Büyüme
İlişkisi
Ekonomik büyüme ve sosyal sermaye
arasında bulunan ilişkiyi konu edinen birçok çalışma mevcuttur. Bu çalışmalar
farklı sonuçlar elde etse de genel olarak sosyal sermayenin ekonomik kalkınmaya
pozitif yönde bir katkısının olduğu kabul edilmektedir. Suç oranlarının ve
yolsuzlukların azaltılması gibi sosyal sermayeyi besleyen olgular ekonomik
kalkınma ivmesini yukarı çeker. Ayrıca güven ortamı sağlanmışsa işlem
maliyetlerinin düşeceği gösterilmiştir. Eğitimde başarının artması, gelir
dağılımının düzelmesi gibi konularda sosyal sermayenin olumlu etkileri ekonomik
büyümeye katkı yapmaktadır. Ayrıca sosyal sermaye sayesinde yeni teknolojilerin
özümsenmesi de kolaylaşmakta ve yeni teknolojik gelişmelerin önü açılmaktadır.
Öte yandan Amerika’nın sosyal sermayesinin sürekli azaldığını tespit eden
Putnam, İtalya’daki kalkınma farklılığının nedeninin sosyal sermayeye bağlamıştır.
Sosyal sermaye ekonomik büyümeye doğrudan olabileceği gibi dolaylı olarak da
etki edebilir. Emek, sermaye ve zaman kazancı sağlayan güven ortamı sosyal sermayenin
var olduğunun göstergelerinden biridir. Can ve mal güvenliğine harcanan
kaynakları da minimum hale getiren sosyal sermaye ülke varlıkların etkin kullanılmasını
sağlar. Dolaylı olarak ise sosyal sermaye üretim faktörlerinin etkin ve verimli
kullanılmasını sağlamak yoluyla ekonomik büyümeye katkı sunmaktadır. Öte yandan
yolsuzlukların azaltılması, demokratikleşme, insan haklarındaki gelişmeler de
sosyal sermayenin ekonomi üzerinde sağladığı olumlu etkilerdendir.
2.4
Sosyal Sermayenin Ölçülmesi
Ölçülebilirlik iktisadi konular için her
zaman önemli bir konu olagelmiştir. Aynı önem soysal sermaye konusuna da
verilmektedir. Zira sosyal sermayenin ölçülmesi için tek bir metot
bulunmamaktadır. Sosyal sermayenin net olarak ölçülmesi mümkün görülmemektedir.
Bir toplumdaki sosyal sermaye seviyesinin ölçülmesi gözlemlere ve anket
çalışmasıyla ortaya konabilir. Suç oranları, senet kullanma oranları, kamudaki
bürokratik işlemler gibi değişkenler incelenerek sosyal sermaye hakkında genel
bir kanı edinilebilir. Öte yandan bireylere uygulanacak anketler ile de sosyal
sermayenin durumu hakkında bilgi edinilebilir. Anket yoluyla yapılan bir
çalışmada OECD ülkelerinin sosyal sermaye seviyeleri ölçülmüştür. Sonuç olarak
ise gelişmişlik düzeyi ile sosyal sermaye seviyesi arasında pozitif bir ilişki
olduğu ortaya konmuştur. Bu çalışmaya göre ekonomik kalkınma için sosyal sermayenin
yeterli olduğunu söylemek ne kadar yanlışsa sosyal sermaye olmadan kalkınmanın
sağlanabileceğini öne sürmek de o kadar yanlıştır.
2.5
Sosyal Sermayenin Kaynakları
Sosyal sermayenin arttırması ve
kalitesinin geliştirilmesi konusu da önemini gittikçe arttırmaktadır. Sosyal
sermayenin kaynaklarını aile, sivil toplum örgütleri, firmalar, kamu sektörü ve
diğer sosyal organizasyonlar oluşturmaktadır. Aileden başlayıp millet
seviyesine çıkan bu kaynakların bilinmesi ve geliştirilmesi ülkelerin üzerinde
en çok durması gereken konulardandır.
2.5.1
Aile ve Sosyal Sermaye
Aile bir bireyin ilk karşılaştığı sosyal
ortamdır. Kuralları ve sosyalleşmeyi aileden öğrenir ve kişiliğimiz burada
gelişir. İnsanların çevreleriyle iyi iletişim kurabilmeleri açısından
bulundukları aile önem taşımaktadır. Zira aile kişilerin sosyal yeteneklerine
katkı sunmakta, onlara ihtiyaç duydukları iletişim ağlarına katılabilme yetisi
katmaktadır.
2.5.2
Sivil Toplum Örgütleri ve Sosyal Sermaye
Sivil toplum örgütleri bir toplumda
belli bir amaca ulaşmak isteyen insanların bir araya geldikleri organizasyonlardır.
Sivil toplum örgütleri sosyal sermayeyi besleyen önemli bir unsurdur. Kişilerin
çevreleriyle olan iletişimlerine katkı sunan sivil toplum örgütleri sayesinde
toplumun birbirine entegre olmasını kolaylaştırmaktadır. Fakat bazı durumlarda
sivil toplum kuruluşları sosyal sermaye seviyesini arttırıcı etkiler yapmaktan
uzak kalkmaktadır. Buna mafya, çete gibi sivil toplum kuruluşlarının ayrımcı,
şiddet içeren ve güveni ortadan kaldıran faaliyetleri örnek olarak verilebilir.
2.5.3
Kamu Kesimi ve Sosyal Sermaye
Kamu kesiminin siyasal ve sosyal yapısı
sosyal sermayeyi etkileyen önemli bir faktördür. İnsanların düşünceleri rahatça
söyleyebilmeleri kamu kesiminin sorumluluğu altında olup bu ortamı tahsis
edemeyen kamu kesimi sosyal sermayeyi azaltır. Kamuda insanların emeklerinin
karşılığını alamayacakları fikri sosyal sermayeyi baltalayan bir diğer konudur.
Ayrıca insan ilişkilerini gerileten bu olgular insanların çift karakterli
olmalarına neden olabilmektedir. Bu da güven ortamını ortadan kaldırmaktadır.
Gelir dağılımının adaletli biçimde oluşturulması kamu kesiminin sosyal sermaye
üzerine etkilerinde biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal barışın tahsisinde
önemli yeri olan gelir dağılımı sosyal sermaye açısından ve dolayısıyla
ekonomik büyüme açısından oldukça önemlidir.
2.5.4
Sosyal Sermayenin Gelişiminde Diğer
Unsurlar
Toplumu kaynaştırıp bir arada kalmasını
sağlayan her kavramı sosyal sermaye bünyesinde düşünmek mümkündür. Toplumdaki
her türlü ayrımcı fikir sosyal sermayeye negatif katkı sunar. Komşuluk ve
arkadaşlık ilişkileri de sosyal sermayeyi besleyen olgulardır. Öte yandan
ülkedeki adalet sisteminin güvenirliği de oldukça önemlidir. Vatandaşların
adalet sistemine güvenmediği toplumlarda sosyal sermayenin gelişmesi ve dolayısıyla
ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesini beklemek doğru olmaz. Sosyal sermaye
olgusunu baltalayan en önemli etmenlerden biri de yozlaşmadır. Yozlaşma ise
toplum kurallarının işlevini kaybetmesidir. Mevki ve makam sahibi insanların
kurallardan aldıkları yetkileri kişisel çıkarları için kullanmaları yozlaşma
olarak tanımlanabilir ve bu sosyal sermaye açısından oldukça kötüdür.
3.
Sosyal Sermaye ve Türkiye Ekonomisi
Pek çok yapısal ekonomik sorunla karşı
karşıya kalan Türkiye bu sorunlarından kurtulmak için pek çok farklı politika
izlemiştir. Fakat verilere bakıldığında izlenen hiçbir politikanın başarı
yakalayamadığı görülmektedir. Türkiye en büyük eksikliği sosyal sermaye
konusunda çekmektedir. Türkiye için sosyal sermayenin göz önüne alındığı yeni
politikalar geliştirilmesi gerekliliği kaçınılmazdır. Türkiye ekonomik ve sosyal
meselelerinin bir arada halletmek için çalışmalıdır. Bu konularda yapılması
gereken ayrılıkları değil benzerlikleri ortaya koyarak insanlar arasındaki
güven ortamını tahsis etmektir. Bu yönde gelir dağılımının düzeltilmesi, basın
özgürlüğü, insan hakları ve demokrasinin tabana yayılması konularına eğilmek
gerekmektedir.
4.
Sonuç
Toplumların ekonomik kalkınmalarını
sağlayabilmeleri için sosyal sermayelerini de belli bir düzeye çıkarmaları
gerekmektedir. Bu bağlamda toplumsal barış, uzlaşma ve güven kavramlarını
merkeze oturtarak yeni politikalar geliştirilmesi zorunludur. Sosyal sermaye
kavramı ekonomi literatürüne ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyen bir
parametre olarak girmiştir. Sosyal sermaye kavramı daha çok az gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkeler için önem arz etmektedir. Bu ülkelerin gelişimlerini
sağlayabilmeleri sosyal sermaye seviyeleri geliştirmelerine bağlıdır. Toplum ve
hükümet arası güvenin sağlanması, insanlar arası güvenin oluşturulması az
gelişmiş ülkelerin yapması gerekenlerden en önemlilerdir. Bu kapsamda aile
kurumunun ve adalet sisteminin güçlendirilmesi gerekmektedir.