In English

26 Ekim 2016 Çarşamba

Sosyal Sermaye Üzerine Bir İnceleme - Makale Özeti

Makale: Karagül, Mehmet ve Masca, Mahmut, (2005), “Sosyal Sermaye Üzerine Bir İnceleme”, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı: 1, ss. 37-52.

            Söz konusu makalenin analiz esaslı özeti hazırlanırken yazarların oluşturduğu plana sadık kalınmıştır. Makalenin planı aşağıdaki gibidir.
1.      Giriş
2.      Sosyal Sermaye ve Özellikleri
2.1.Sosyal Sermayenin Tanımlanması
2.2.Fiziki, Beşeri ve Sosyal Sermayenin Karşılaştırılması
2.3.Sosyal Sermaye ve Ekonomik Büyüme İlişkisi
2.4.Sosyal Sermayenin Ölçülmesi
2.5.Sosyal Sermayenin Kaynakları
2.5.1.      Aile ve Sosyal Sermaye
2.5.2.      Sivil Toplum Örgütleri ve Sosyal Sermaye
2.5.3.      Kamu Kesimi ve Sosyal Sermaye
2.5.4.      Sosyal Sermayenin Gelişiminde Diğer Unsurlar
3.      Sosyal Sermaye ve Türkiye Ekonomisi
4.      Sonuç
Kaynakça

1.      Giriş
Klasik iktisadi mantıkta yer alan emek, sermaye, girişimci ve toprak faktörlerinden oluşan üretim süreci günümüz dünyasının ekonomik faaliyetlerinin açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Günümüzün zenginleşmiş ülkelerini fakir kalmış ülkelerle karşılaştırdığımızda aradaki farkın sadece fiziki sermayeden ileri geldiğini söylemek büyük bir eksiklik barındıracaktır. Bu sebeple yeni içsel büyüme teorileri ekonomik büyümeye katkı sunan her türlü etkeni modellerine dâhil etmektedir. Bu doğrultuda az gelişmiş ülkelerin kalkınma süreçlerini sosyal politikalarla desteklemesi zorunluluğu karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı az gelişmiş ülkelerin ekonomik kalkınma sorunlarına yaklaşımda dikkatleri farklı bir bakış açısıyla uzun vadeli içsel büyüme teorileri kapsamında yeni kavramlara dikkat çekmektir. Bu yönde sosyal sermaye kavramı tanımı, özellikleri ve kaynaklarıyla ele alınacaktır.


2.      Sosyal Sermaye ve Özellikleri
Uzun vadeli ve sürdürülebilir kalkınma günümüz iktisat biliminin en yoğun çalıştığı alanlardan biridir. İnsan faktörünü öne çıkarmak amacıyla sermaye kavramına yeni anlamlar yüklenmektedir. Sosyal sermaye kavramını da bu anlamda incelemek gerekir.
2.1  Sosyal Sermayenin Tanımı
Sosyal sermaye ile ilgili üzerinde anlaşılmış bir tanım olmamakla birlikte en kısa ifadeyle en az iki kişi arasında güvene dayalı oluşturulabilen iletişim imkânı ve daha geniş olarak toplumu oluşturanlar, sivil toplum örgütleri ve kamu kesimi arasındaki faaliyetleri kolaylaştıran güven ve iletişim ağı şeklinde tanımlar kullanılabilir. Ekonomik açıdan kişi ve kurumlar arasında güvene adayalı ilişkilerin üretime yansıması şeklinde ele alınabilir. Sosyal sermaye ile ilgili yapılan değerlendirmeler de genellikle sosyal normlar, iletişim ağı ve güven kavramlarına sıkça rastlanmaktadır. Bu yönde sosyal sermaye toplumun kültürel değerleriyle ve sosyal yapısıyla doğrudan ilişkili bir olgudur. Maddi olmayan değerlerin sosyal sermayeyi beslediği bir gerçektir. Sosyal sermaye temalı çalışmalar toplum içindeki fertlerin ve kurumların yatay veya dikey iletişimlerini incelemektedir.
2.2  Fiziki, Beşeri ve Sosyal Sermayenin Karşılaştırılması
Beşeri ve sosyal sermaye kavramları son yıllarda ekonomi literatürüne girmiş ve birbirleriyle oldukça ilgili iki kavramdır. Sermaye kavramı son birkaç yıla kadar sadece fiziki anlamda düşünülüyordu. Fakat içsel büyüme teorileri kapsamında büyümeyi etkileyen insan kaynaklı olgularla birlikte beşeri ve sosyal sermaye de ekonomik büyümenin etkileyicileri olarak karşımıza çıkmıştır. Sosyal sermayenin fiziki sermaye ile bir takım ortak ve farklı yönleri mevcuttur. Öncelikle iki olgu arasındaki benzerlik ikisinde üretime ve dolayısıyla ekonomik büyümeye yaptıkları pozitif katkıdır. Öte yandan fiziki sermayenin oluşturulması ve üretimde kullanılması için harcanan yoğun çaba sosyal sermayenin oluşumu için de elzem durumdadır. Ancak sosyal sermaye için harcanan çaba daha çok sosyal içerikli faaliyetlerdir. Başka bir fark ise sosyal sermayenin durağan olmamasıdır. Fiziki sermaye değişmeyen, statik bir yapıya sahiptir. Ayrıca kullanılmadığı takdirde saklanabilir. Ancak sosyal sermayenin olmadığı her an geri dönülemeyen kayıpları doğurur. Ayrıca sosyal sermayenin yokluğu söz konusu ekonomi için negatif bir değer taşır. Sosyal ve fiziki sermayenin diğer bir farkları ise fiziki sermayenin nötr, sosyal sermayenin ise yanlı olmasıdır. Fiziki sermaye kullanılacağı yer ve zaman konusunda iradesizdir.
2.3  Sosyal Sermaye ve Ekonomik Büyüme İlişkisi
Ekonomik büyüme ve sosyal sermaye arasında bulunan ilişkiyi konu edinen birçok çalışma mevcuttur. Bu çalışmalar farklı sonuçlar elde etse de genel olarak sosyal sermayenin ekonomik kalkınmaya pozitif yönde bir katkısının olduğu kabul edilmektedir. Suç oranlarının ve yolsuzlukların azaltılması gibi sosyal sermayeyi besleyen olgular ekonomik kalkınma ivmesini yukarı çeker. Ayrıca güven ortamı sağlanmışsa işlem maliyetlerinin düşeceği gösterilmiştir. Eğitimde başarının artması, gelir dağılımının düzelmesi gibi konularda sosyal sermayenin olumlu etkileri ekonomik büyümeye katkı yapmaktadır. Ayrıca sosyal sermaye sayesinde yeni teknolojilerin özümsenmesi de kolaylaşmakta ve yeni teknolojik gelişmelerin önü açılmaktadır. Öte yandan Amerika’nın sosyal sermayesinin sürekli azaldığını tespit eden Putnam, İtalya’daki kalkınma farklılığının nedeninin sosyal sermayeye bağlamıştır. Sosyal sermaye ekonomik büyümeye doğrudan olabileceği gibi dolaylı olarak da etki edebilir. Emek, sermaye ve zaman kazancı sağlayan güven ortamı sosyal sermayenin var olduğunun göstergelerinden biridir. Can ve mal güvenliğine harcanan kaynakları da minimum hale getiren sosyal sermaye ülke varlıkların etkin kullanılmasını sağlar. Dolaylı olarak ise sosyal sermaye üretim faktörlerinin etkin ve verimli kullanılmasını sağlamak yoluyla ekonomik büyümeye katkı sunmaktadır. Öte yandan yolsuzlukların azaltılması, demokratikleşme, insan haklarındaki gelişmeler de sosyal sermayenin ekonomi üzerinde sağladığı olumlu etkilerdendir.
2.4  Sosyal Sermayenin Ölçülmesi
Ölçülebilirlik iktisadi konular için her zaman önemli bir konu olagelmiştir. Aynı önem soysal sermaye konusuna da verilmektedir. Zira sosyal sermayenin ölçülmesi için tek bir metot bulunmamaktadır. Sosyal sermayenin net olarak ölçülmesi mümkün görülmemektedir. Bir toplumdaki sosyal sermaye seviyesinin ölçülmesi gözlemlere ve anket çalışmasıyla ortaya konabilir. Suç oranları, senet kullanma oranları, kamudaki bürokratik işlemler gibi değişkenler incelenerek sosyal sermaye hakkında genel bir kanı edinilebilir. Öte yandan bireylere uygulanacak anketler ile de sosyal sermayenin durumu hakkında bilgi edinilebilir. Anket yoluyla yapılan bir çalışmada OECD ülkelerinin sosyal sermaye seviyeleri ölçülmüştür. Sonuç olarak ise gelişmişlik düzeyi ile sosyal sermaye seviyesi arasında pozitif bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Bu çalışmaya göre ekonomik kalkınma için sosyal sermayenin yeterli olduğunu söylemek ne kadar yanlışsa sosyal sermaye olmadan kalkınmanın sağlanabileceğini öne sürmek de o kadar yanlıştır.
2.5  Sosyal Sermayenin Kaynakları
Sosyal sermayenin arttırması ve kalitesinin geliştirilmesi konusu da önemini gittikçe arttırmaktadır. Sosyal sermayenin kaynaklarını aile, sivil toplum örgütleri, firmalar, kamu sektörü ve diğer sosyal organizasyonlar oluşturmaktadır. Aileden başlayıp millet seviyesine çıkan bu kaynakların bilinmesi ve geliştirilmesi ülkelerin üzerinde en çok durması gereken konulardandır.
2.5.1        Aile ve Sosyal Sermaye
Aile bir bireyin ilk karşılaştığı sosyal ortamdır. Kuralları ve sosyalleşmeyi aileden öğrenir ve kişiliğimiz burada gelişir. İnsanların çevreleriyle iyi iletişim kurabilmeleri açısından bulundukları aile önem taşımaktadır. Zira aile kişilerin sosyal yeteneklerine katkı sunmakta, onlara ihtiyaç duydukları iletişim ağlarına katılabilme yetisi katmaktadır.

2.5.2        Sivil Toplum Örgütleri ve Sosyal Sermaye
Sivil toplum örgütleri bir toplumda belli bir amaca ulaşmak isteyen insanların bir araya geldikleri organizasyonlardır. Sivil toplum örgütleri sosyal sermayeyi besleyen önemli bir unsurdur. Kişilerin çevreleriyle olan iletişimlerine katkı sunan sivil toplum örgütleri sayesinde toplumun birbirine entegre olmasını kolaylaştırmaktadır. Fakat bazı durumlarda sivil toplum kuruluşları sosyal sermaye seviyesini arttırıcı etkiler yapmaktan uzak kalkmaktadır. Buna mafya, çete gibi sivil toplum kuruluşlarının ayrımcı, şiddet içeren ve güveni ortadan kaldıran faaliyetleri örnek olarak verilebilir.
2.5.3        Kamu Kesimi ve Sosyal Sermaye
Kamu kesiminin siyasal ve sosyal yapısı sosyal sermayeyi etkileyen önemli bir faktördür. İnsanların düşünceleri rahatça söyleyebilmeleri kamu kesiminin sorumluluğu altında olup bu ortamı tahsis edemeyen kamu kesimi sosyal sermayeyi azaltır. Kamuda insanların emeklerinin karşılığını alamayacakları fikri sosyal sermayeyi baltalayan bir diğer konudur. Ayrıca insan ilişkilerini gerileten bu olgular insanların çift karakterli olmalarına neden olabilmektedir. Bu da güven ortamını ortadan kaldırmaktadır. Gelir dağılımının adaletli biçimde oluşturulması kamu kesiminin sosyal sermaye üzerine etkilerinde biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal barışın tahsisinde önemli yeri olan gelir dağılımı sosyal sermaye açısından ve dolayısıyla ekonomik büyüme açısından oldukça önemlidir.
2.5.4        Sosyal Sermayenin Gelişiminde Diğer Unsurlar
Toplumu kaynaştırıp bir arada kalmasını sağlayan her kavramı sosyal sermaye bünyesinde düşünmek mümkündür. Toplumdaki her türlü ayrımcı fikir sosyal sermayeye negatif katkı sunar. Komşuluk ve arkadaşlık ilişkileri de sosyal sermayeyi besleyen olgulardır. Öte yandan ülkedeki adalet sisteminin güvenirliği de oldukça önemlidir. Vatandaşların adalet sistemine güvenmediği toplumlarda sosyal sermayenin gelişmesi ve dolayısıyla ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesini beklemek doğru olmaz. Sosyal sermaye olgusunu baltalayan en önemli etmenlerden biri de yozlaşmadır. Yozlaşma ise toplum kurallarının işlevini kaybetmesidir. Mevki ve makam sahibi insanların kurallardan aldıkları yetkileri kişisel çıkarları için kullanmaları yozlaşma olarak tanımlanabilir ve bu sosyal sermaye açısından oldukça kötüdür.
3.      Sosyal Sermaye ve Türkiye Ekonomisi
Pek çok yapısal ekonomik sorunla karşı karşıya kalan Türkiye bu sorunlarından kurtulmak için pek çok farklı politika izlemiştir. Fakat verilere bakıldığında izlenen hiçbir politikanın başarı yakalayamadığı görülmektedir. Türkiye en büyük eksikliği sosyal sermaye konusunda çekmektedir. Türkiye için sosyal sermayenin göz önüne alındığı yeni politikalar geliştirilmesi gerekliliği kaçınılmazdır. Türkiye ekonomik ve sosyal meselelerinin bir arada halletmek için çalışmalıdır. Bu konularda yapılması gereken ayrılıkları değil benzerlikleri ortaya koyarak insanlar arasındaki güven ortamını tahsis etmektir. Bu yönde gelir dağılımının düzeltilmesi, basın özgürlüğü, insan hakları ve demokrasinin tabana yayılması konularına eğilmek gerekmektedir.


4.      Sonuç

Toplumların ekonomik kalkınmalarını sağlayabilmeleri için sosyal sermayelerini de belli bir düzeye çıkarmaları gerekmektedir. Bu bağlamda toplumsal barış, uzlaşma ve güven kavramlarını merkeze oturtarak yeni politikalar geliştirilmesi zorunludur. Sosyal sermaye kavramı ekonomi literatürüne ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyen bir parametre olarak girmiştir. Sosyal sermaye kavramı daha çok az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için önem arz etmektedir. Bu ülkelerin gelişimlerini sağlayabilmeleri sosyal sermaye seviyeleri geliştirmelerine bağlıdır. Toplum ve hükümet arası güvenin sağlanması, insanlar arası güvenin oluşturulması az gelişmiş ülkelerin yapması gerekenlerden en önemlilerdir. Bu kapsamda aile kurumunun ve adalet sisteminin güçlendirilmesi gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder