In English

24 Ekim 2016 Pazartesi

Bölgesel Kalkınmada Sosyal Sermayenin Rolü: Konya Bedesten Örneği - Makale Özeti

Makale özeti hazırlanırken yazarların kullandığı plana sadık kalınmıştır. Söz konusu makalenin olanı aşağıdaki gibidir:
            Giriş
1.      Sosyal Sermaye Olgusuna Bakış
2.      Bölgesel Sermaye Olgusuna Bakış
3.      Bölgesel Kalkınmanın Sosyal Sermaye Yaklaşımıyla İlişkisi
4.      Araştırmanın Önemi, Amacı ve Yöntemi
5.      Bulgular ve Değerlendirme
6.      Genel Değerlendirme, Sonuç ve Öneriler


Giriş
Bir ülkenin veya bölgenin kalkınması konusunda en önemli faktörlerden biri de insandır. Bir toplum kalkınırken elinde bulundurduğu kaynakları en etkin şekilde kullanmak ve böylece kalkınmak ister. Bu kaynakların merkezinde insan ögesi bulunmaktadır. İşte bu yüzden ekonomi biliminin de konusu çoğu zaman insan ve onun refahıdır. İnsanlar iktisadi olaylardan lehte ya da alehte etki görebilirler. Bu sebeple de ekonomik olayları yönlendirmek isterler. Tam bu noktada sosyal sermaye olgusuyla karşılaşıyoruz. Sosyal sermaye kişilerim sosyal değer yargılarını kapsayan, insanların birbirleriyle ve kurumlarla olan güven hissini gösterebilen bir olgudur. Kişiler arası, ülkeler arası ya da toplumlar arası etkileşim sosyal sermayeyi arttıran durumlardır. Sosyal sermayenin artmasıyla da kalkınma olumlu yönde değişmektedir. Bu çalışma sosyal sermayenin bölgesel kalkınmaya etkisini Konya Bedesten özelinde irdeleyecektir.
1.      Sosyal Sermaye Olgusuna Bakış
Bireylerin ve kurumların birbirleriyle olan ilişkilerinin, ülkelerin ekonomik düzeyleri hakkında önemli belirleyicilerden biri olduğunu gösteren sosyal sermaye sosyoloji, işletme, siyaset gibi bilim dallarının da konusudur. Francois’e göre, insanların sosyal ilişkilere girmesi ve sosyal ağlara dahil olması sosyal sermayenin en önemli olgusudur. Ayrıca kişiler arası güvenin sağlanabilmesi de insanların sosyal faaliyetlerde bulunmasına bağlı olduğunu belirtilmiştir. Sosyal ilişkilerin ilerlemesi büyük ölçüde güvene bağlı olup, güveni sosyal sermayenin en temel faktörlerinden biri haline getirmiştir. Bir toplumda kişiler birbirlerine ne oranda güveniyorlarsa sosyal sermaye o denli büyüktür diyebiliriz. Sosyal sermayenini en büyük faydalarından biri toplumsal yaraları iyileştirmeye olan katkısıdır. Ayrıca insanların birbirine güven hissi ile bağlı olarak huzurlu bir şekilde yaşamalarına zemin hazırlar. Öte yandan güven problemi olmayan bir toplumda güvenlik harcamaları da minimuma inecek, bu da refah artışını kolaylaştırıcı bir etki yaratacaktır.
            Fukuyama’ya göre ise sosyal sermaye ekonomik olarak işlem maliyetlerini azaltıcı bir etki yaparak iktisadi fayda yaratmaktadır. Toplumsal açıdan ise demokrasinin başarısına olumlu katkı yapmaktadır. Kişiler arası iletişimin sağlığı toplumsal verimlilik sağlamaktadır. Sosyal etkileşim ağlarının geniş olduğu bölgelerde zenginlik daha kolay elde edilmektedir.
2.      Bölgesel Kalkınma Olgusuna Bakış
Bölgenin refah seviyesinin arttırılmasını amaçlayan, katılımcılığı sürdürülebilirliği temeline alan çalışmalar bütüne bölgesel kalkınma diyoruz. Bölgesel kalkınma söz konusu bölge ile çevre bölgelerin ve hatta dünyanın ile etkileşimini arttırarak ekonomik ve sosyal yeterliliklerin harekete geçirilmesini amaçlar. Bölgelerin refah farklarının ortadan kaldırılması zor bir iştir. Bu zorluk ekonomik, siyasi ya da toplumsal anlamda ortaya çıkabilir. Nispeten geri kalmış bölgelerin kalkınmasını sağlamak oldukça maliyetli bir çaba gerektirmektedir.Sosyal sermayenin bölgesel kalkınmaya birbiriyle iş yapabilme kültürünü sağlamlaştırma etkisi dolayısıyla pozitif bir katkısı vardır. Sosyal sermayenin toplumsal bir kaynak olduğu hesaba katıldığında bölgesel kalkınma sosyal sermayenin en çok var olduğu meselelerden biri olması şaşırtıcı olmaktan çıkacaktır.

3.      Bölgesel Kalkınmanın Sosyal Sermaye Yaklaşımlarıyla İlişkisi
Gelişmekte olan ülkeler bölgesel refah farklarını ortadan kaldırabilmek için sosyal sermaye olgusundan sıkça faydalanmaktadırlar. Bir bölgenin kalkınması yalnızca fiziki ve beşeri sermayesinin yeterliliğine dayanmamaktadır. Bölge halkının birbiriyle olan iletişimi, sosyal faaliyetleri ekonomik kalkınma açısından önem arz etmektedir. Ayrıca dayanışma kültürü gelişimine katkı yapan sosyal sermaye sayesinde üretme  faaliyetlerini de kolaylaştırıcı etkiye sahiptir. Bölgesel kalkınma meselesi çerçevesinde ülkelerin siyasi yapıları, eğitimleri sosyal sermaye kapsamında şekil almaktadır. Ekonomik performans kadar güven, işbirliği, dayanışma kültürü gibi soyut olgular da önem arz etmektedir. Sosyal sermaye kalkınma konusunun bölgesel anlamda destekleyicisidir. Bölgede artan rekabet iletişim ve bilgi teknolojilerindeki gelişim ile doğrudan ilişkili hale gelmiş ve sosyal sermaye de bu farkındalık ekseninde kalkınmaya katkı vermektedir. Öyle ki kimi bölgelerin geri kalma nedeninin ekonomik değil, yeniliklere ayak uyduramamaları sonucuna varılmaktadır. Sosyal ağlar ile bölgelerin kalkınması arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır. Sosyal sermaye ise sosyal ağların gelişmesinde önemli bir yer tutar.

4.      Araştırmanın Önemi, Amacı ve Yöntemi
Konya Bedesten tarihi Romalılara dayanan çok eski bir ticarethanedir. Konum olarak ulaşılabilirliği ve bölgesel büyüklüğü ile şehre önemli katkılar yapmaktadır. Bu bölge çok sayıda türbe, cami, sokak ve okul barındırmaktadır. Sosyal sermayenin bölgesel kalkınma için ne anlam ifade ettiğini görebilmek açısından Bedesten bölgesinin incelenmesi oldukça faydalı olacaktır. Bedesten bölgesindeki esnaflar arasında saha araştırılması yapılmıştır. Rast gele örneklem sistemine göre anket uygulaması yoluna gidilmiştir. Esnaf arasında iletişim seviyesi belirlenmiştir.

5.      Bulgular ve Değerlendirme
50 kişilik örnekleme uygulanan araştırma sonucu elde edilen veriler SPSS 14 paket programına yüklenmiş ve Cronbach’s Alpha değeri 0,728 düzeyinde bir güvenilirlik hesaplanmıştır.
            Araştırmaya katılanların yaş durumu çeşitlilik göstermekte olup 41-50 yaş aralığında olanların sayısı yüksektir. Ayrıca eğitim seviyesi genel itibariyle lise ve ilkokul düzeyindedir. Katılımcıların büyük çoğunluğu otuz yıldan uzun bir süredir Konya’da yaşamaktadırlar. İşletmelerin kuruluş yıl aralığı ise 1975-2000 arası olup 2000 sonrası kurulanların oranı %30’dur. Ayrıca katılımcıların yarısı işletmenin sahibi durumundadır. İşletmelerinde üçüncü kuşak olanların sayısı %30, birinci kuşak olanların sayısı yine %30’dur. Araştırmaya göre esnafların yarısına yakını yirmi yıldan uzun süredir Bedesten bölgesinde faaliyet göstermektedirler. Esnafların kendilerini bulundukları bölgenin bir parçası hissettikleri de %46 gibi bir orana denk gelmektedir. Ayrıca kültürel ve dini çeşitlilik esnaflar açısından olumlu karşıklanmaktadır. Basın yayın organlarına güven duyan esnaflar adalat sistemine de aynı oranda güven beslemektedirler. İnsanlara güven duyma oranı da bölge esnafıiçin oldukça yüksektir. Esnaflar maddi sıkıntı yaşadıkları durumda yakın akrabalardan yardım isteyeceklerini belirtmişlerdir. Ayrıca Bedesten bölgesindeki esnafların birbiriyle etkileşimlrinin seviyesini ölçen anket soruları genellikle güven duygusunun yüksek olduğu cevaplarla sonuçlanmıştır. Eğitim seviyesi yükseldikçe güven düzeyinin azaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca ikinci ve üçüncü kuşak esnafların sivil toplum kuruluşlarına güvendiği ama birinci kuşak esnafların güvensizlik duyduğu saptanmıştır. Birinci kuşak işletmeler güven duygusuna çok önem verirken, dördüncü kuşak esnaflar mesleki donanıma daha fazla itina etmektedirler.
6.      Genel Değerlendirme, Sonuç ve Öneriler
Esnaf dış dünya ile entegredir ve basın yayın kuruluşlarına, adalet sistemine, hükümete güven beslemektedirler. Bazı bulgulara göre ise esnafların tarihi geçmişleri arttıkça güven düzeylerinin arttığı görülmüştür. Bu aidiyet duygusuna bağlanabilir. Öte yandan bölge esnaflarının birbirlerini ziyaret etmedikleri ve bir kanaat önderinin bölgelerinde bulunmadığı saptanmıştır. Bu durum etkileşim düzeyinin arttırılmasına engel teşkil etmektedir. Esnafın birbirleriyle bir araya gelmesi faydalı olacaktır. Bu güven düzeyini arttıracaktır. Son olarak esnafların neden Bedesten bölgesinde faaliyet gösterdiğinin cevabı olarak bölgenin bir ticaret merkezi olmasıyla karşılaşılması sosyal sermayenin düşüklüğünü göstermektedir. Bu durum esnafların bir tercih fırsatı yakaladıklarında Bedesten bölgesini terk edebileceklerini göstermektedir.
           



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder