Destansı şiirleriyle bildiğimiz,
sevdiğimiz memleket şairi Nazım Hikmet’in “Kan Konuşmaz” romanı oldukça eski
tarihli bir baskıdan okudum. Umut Yayınları tarafından basılan elimdeki
nüshanın basım yılı belirtilmemesine rağmen, sarı saman kağıdı ve arada bir
geçen eski sözcüklerden basılalı çok zaman geçtiğini anlamak zor değil.
Roman
1. Dünya Savaşı’nın henüz başlamadığı bir zamanla 1930’lu yılların başı
arasında geçmekte. Başkahramanımız bir gözünü kaybetmiş, son derece açık
fikirli, maddi durumu kötü olmasına rağmen yüreği ve zihniyeti oldukça zengin
olan torna ustası Nuri Usta ve onun ailesi. Nuri Usta ve ailesinin başına gelen
güzel şeyler de oluyor kimsenin yaşamak istemeyeceği beter olaylar da. Ama
onlar daima birbirlerine sımsıkı bağlı halde aile kavramını, baba oğul
ilişkisini okuyucuya yeniden öğretecek bir duruşla yaşıyorlar.
Döneme
ışık tutması bağlamında ise kitap dev bir eser. İstanbul’u Osmanlı’nın son
dönemleri ve Cumhuriyet’in ilk yılları görmek, yaşamak isteyen mutlaka “Kan
Konuşmaz” romanını okumalı. Ayrıca roman sizi Milli Mücadeleye de dâhil ediyor.
Nazım Hikmet’in kelimelerle nasıl harikalar yarattığını, hisleri katıksızca
nasıl dile getirebildiğini şiirlerin biliyordum. Bu romanıyla düz yazıda da
şiirde olduğu gibi büyük bir üstat olduğunu, bir dünya yazarı olduğun ayırtına
varmış oldum. Okunması şiddetle tavsiye edilir.