In English

24 Haziran 2015 Çarşamba

TRAFİK KAZALARININ EKONOMİK YÖNÜ

TRAFİK KAZALARININ EKONOMİK YÖNÜ

                Trafik kazaları ülkece en çok çektiğimiz, hem maddi hem manevi canımızı çok acıtan konulardan biri. Bir türlü kurallara uymayı, trafik kültürü oluşturmayı beceremiyoruz. Trafik kazalarının en büyük nedenleri insan kaynaklı olanlar. Aşırı hız, alkollü araç kullanma, acemilik, dikkatsizlik trafik kazalarının nedenlerini düşününce ilk akla gelenler. Dünyada başı çektiğimiz birkaç alan varsa bunlardan biri de trafik kazaları diyebiliyoruz. Türkiye en çok trafik kazası yapılan ilk 10 ülke arasında bulunuyor. Bu içler acısı durumun en büyük nedenleri bilinçsizlik ve eğitimsizlik gibi görünüyor. En basitinden, kullanımı bu kadar kolay olan ve sürüş konforu açısından hiçbir olumsuz yanı bulunmayan emniyet kemerinin kullanılmamasını hayret verici derecede ilginç buluyorum.
                Öncelikle verilere bakalım. 2013 verilerine göre Türkiye’de gerçekleşen kaza sayısı bir yılda 375 bin civarında. Basit bir hesapla günde yaklaşık 1000 kaza olduğunu gösteriyor. Bu kazaların yaklaşık olarak 3000 tanesi ölüm yaşanan kazalar olarak gerçekleşmiş ve 2013 yılı içinde yaklaşık 3600 kişi trafik kazalarında can vermiş.  Bu günde 10 sadece trafik kazaları nedeniyle öldüğü anlamına geliyor. Bütün dünyada trafik kazalarından ölen kişilerin toplam sayısı bir yılda 1,5 milyon.  Türkiye’de ölüm nedenleri arasında trafik kazaları sağlık sorunlarını saymazsak kesinlikle ilk üçe giriyor. Araştırmalar ülke nüfusunun genç erkek kategorisindeki insanların birinci ölüm nedeni olarak trafik kazaları olduğunu gösteriyor. En verimli çağını yaşayan bu kişilerin trafik kazaları yüzünden hayatını kaybetmesi ülkemiz açısından çok acı bir durum.
                Gelelim işin ekonomik yönüne. Türkiye’deki kazaların direkt olarak ortaya çıkardığı hasar maliyeti 1,5 milyar lira olarak hesaplanıyor. Bunun sadece kazaya karışan araçlarda meydana gelen hasarın maliyeti olduğunu belirteyim. Trafik kazalarının tıbbi giderler, devletin giderleri, yaşanan verim kaybı gibi dolaylı maliyetleri de hesaba katılınca Türkiye'nin trafik kazalarına ödediği yıllık fatura 17 milyar lirayı aşıyor. Bir yılda gerçekleşen kazaları toplam maliyetinin Marmara Depremi’nin maliyetini geçtiği söyleniyor. Bu ülke her yıl bir Marmara Depremi yaşamak zorunda değil diye düşüyorum.  
Bu miktarlar bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için çok büyük masraflardır. Örneğin YÖK'e bağlı devlet üniversitelerine ayrılan toplam yıllık bütçe 11,5 milyar lira. Görüldüğü gibi trafik kazaları maliyeti ile devletin iki senelik yükseköğretim bütçesine karşılık geliyor. Öte yandan ülkemizin en büyük kenti olan, her beş kişiden birinin yaşadığı metropol şehir İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yıllık bütçesinin tam iki katı kadar bir parayı trafik kazaları nedeniyle çöpe atıyoruz. Enerjide dışa bağımlılığı neredeyse %95 olan Türkiye’nin toplam enerji ithalatının %20’si kadarını ülkece trafikte havaya saçıyoruz.

                İnsan hayatının parayla ölçülemeyeceği gerçeğini de hesaba katarsak trafik kazaları Türkiye için çok ağır ve önemli bir sorun durumundadır. Trafik kazalarının çözülemeyecek ya da çaresi bulunmayan bir sorun olmadığı gelişmiş batı ülkelerince ispatlanmış durumdadır. Trafik kazalarının az olduğu ülkeler trafik cezalarını caydırıcı hale getirmiş ve genellikle trafik ve kurallara uyma bilincini çok küçük yaşlardan itibaren çocuklara aşılamakta olan ülkeler olarak karşımıza çıkıyor. Benzer uygulamaların ülkemizde de görmek ve bu maddi ve manevi yükü azaltmak için zararın neresinden dönülse kardır diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder