In English

25 Haziran 2015 Perşembe

TÜRKİYE’DE ENFLASYONUN DÜNÜ VE BUGÜNÜ

TÜRKİYE’DE ENFLASYONUN DÜNÜ VE BUGÜNÜ

                Ülkemizde enflasyon olgusunun toplumun algısında nerede bulunduğunu, insanların enflasyon kelimesini duyduğunda bile bir rahatsızlık hissetmesinden anlayabiliriz. Türkiye’de ekonomi ile ilgilenen veya ilgilenmeyen ve de toplumun her kesiminden vatandaşların gayet iyi bildiği ekonomik bir olgu olan enflasyon, ülke tarihine bir geri dönüp bakıldığında en zor dönemlerin olmazsa olmazı olduğu kolaylıkla fark edilmektedir. Belki biz genç arkadaşlar çok iyi bilmeyiz ama büyüklerimiz enflasyonla pek çok kez sınandığından zihinlerinde enflasyondan derin izler taşırlar.
                İlk olarak enflasyonun ne olduğunu tam olarak belirleyelim. Enflasyonun en genel ve bilinen, kullanılan tanımı şudur: Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artış enflasyondur. Burada önemli olan iki noktadan bahsedebiliriz. Birincisi sadece bir malın değil, birden çok malın içinde bulunduğu mal sepetinin fiyatının artması enflasyonu oluşturur. Bir diğer nokta da fiyatların bir kereliğine değil sürekli bir artış göstermesidir.
                Peki, enflasyonun normalden yüksek olmasının etkileri neler? Bu alanda ilk bahsedeceğim konu enflasyonun sürekli ve dengesiz biçimde artmasının ülke açısından bir karanlık oluşturması. Bu ortamda geleceğin tam olarak kestirilememesi uzun vadeli plan yapılamamasına neden olarak yatırım ve üretim kararlarının alınmasında olumsuz etki yapar. Ekonomide denge çok önemlidir. İstikrar ve denge olmazsa ekonomi asla güçlenemez. Enflasyon o ülke ekonomisindeki istikrara zarar veren bir olgudur. Enflasyonu yüksek ekonomilere kimse güven duymaz ve ekonomiye katılmak ya da ekonomide kalmak istemez. Bir ülkede yüksek enflasyonun en çok ezdiği kesim düşük gelirli halktır. Çünkü bu insanların tasarrufları çok kısıtlıdır ve enflasyonun getirdiği fiyat artışları onları çok zor durumda bırakır. Ülkemizde yaşanan da tam olarak buydu. Zengin ise enflasyonist ortamda zaten çok olan tasarrufunu enflasyonun bir etkisi olan yüksek faize yatırarak zenginliğine zenginlik katar. Sonuç olarak enflasyonun bir etkisinin de zengin ile fakir arasındaki uçurumu arttırması diyebiliriz. Ayrıca insanlar kendi ulusal paralarını kullanmayı bırakıp, daha güvenilir gördükleri dövize yönelirler.
                Türkiye ilk olarak 1930’lu yıllarda enflasyonla tanışmış ve 2000’lerin başına kadar da kurtulamamıştır. 70’ler, 80’ler, 90’lar ve hatta 2000’lerin başı enflasyonla boğuşulan yıllardır. Ülkece ekonomimizi gerilere götüren enflasyon, her seferinde başka nedenlere bağlanmış ama asıl nedenin akılcı bir ekonomi politikası izlenmemesi olduğu çok sonra da olsa anlaşılabilmiştir. %30, %50 hatta %100’ü aşan enflasyon oranları ekonomimizi, özellikle de dar gelirli kısmın hayatını defalarca yerle bir etmiştir.
                Enflasyonun çok düşük olması, sıfır olması hatta negatif değerli olması da mümkündür. Peki enflasyonun sıfır olması bir ekonomi için sağlık bir durum mudur? Eğer bir ekonomide enflasyon sıfır olursa (şuan İngiltere’de olduğu gibi) bu ekonomik durgunluğa yol açacağından iyi bir durum değildir. İnsanlar bu durumlarda fiyatların yükselmeyeceğini bildikleri bir malı şimdiden almak istemezler. Bahsettiğim fiyatı seneye de aynı olacak malı niye şimdiden alayım düşüncesidir. Ayrıca sıfır enflasyonlu ülkede istihdam artışı sağlanamazsa doğal olarak ücretler artmaz ve bu da insanların daha fazla tüketim yapmasının önüne geçer. Talep artmadığı için malların fiyatı da artmaz. Bu durumda tüketim miktarının artmadığını fark eden yatırımcılar yatırım kararlarını tekrar gözden geçirmek durumunda kalabilirler.
                Gelelim enflasyonun ülkemizdeki bugünkü durumuna. Son açıklanan verilere göre enflasyon yıllık bazda %8’den biraz yüksek seyretmekte. 2004 yılında tek hanelere inen enflasyonun 2008 yılında tekrar %10’un biraz üzerine çıktığını görüyoruz. Tekrar tek hanelere indikten sonra 2011’de yine %10’u aşarak daha sonraki yıllardan günümüze kadar %7 ile %8 arasında bir değere sahip olmuş. Fakat bu enflasyon oranlarının da ülkemiz için yüksek olduğunu, ekonomimizin sağlığı ve güçlü yapıya kavuşması açısından şuanki seviyelerin yeterli olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca dünya geneline baktığımızda da enflasyonu yüksek ülkeler arasından sıyrılmış olsak bile, henüz güçlü ekonomilerin düzeylerine de yaklaşabilmiş değiliz. En aşağıya Vikipedi’den aldığım bir resmi ekledim bur resimde dünyadaki ülkelerin enflasyon durumlarını görebilir ve Türkiye’nin enflasyonu için bir fikir oluşturabilirsiniz.
                Sonuç olarak enflasyon bir ekonomi için iç ve dış dengeleri, büyümesi, gelir adaleti konuları açısından büyük öneme sahiptir. Ülkece yanlış ekonomi politikaları, akıldan ve bilimden uzak yönetimler nedeniyle ağır faturalar ödediğimiz o felaket yılların geride kaldığını düşününce, bundan sonraki yönetimlerin geçmişten bir ders çıkararak hareket edecekleri konusunda çok umutluyum.
               .

                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder