In English

7 Eylül 2017 Perşembe

Aşırı Hava Olaylarındaki İnsan Etkilerini Açıklayan Beş Tablo*

Belli başlı aşırı hava olaylarını küresel ısınmaya bağlamak zordur ve iklim değişikliğine inanmayanların en temel argümanı da budur.
Son birkaç hafta içinde dünya genelinde tropik fırtınalar halkları yıkıma uğrattı. Harvey Kasırgası Teksas’ta büyük ziyana yol açtı, evleri ve hayatları yerle bir etti. Hato Tayfunu benzer yıkımları Çin’in güneyinde ve Hong Kong’da gerçekleştirdi.
Bu aşırı hava olaylarının gerçekleşmesinde insanların kısmen de olsa sorumluluğu bulunduğuna dair argümanlar bulunuyor. Bu konuda problem ise somut, elle tutulur kanıtların elde edilememesi.
Şunu bildiğimizden eminiz ki iklim değişikliği fırtınalara ve sellere sebep oluyor ve bu olaylar yıkıcı sonuçlar doğuruyor.

                Karbon Emisyonlarındaki Ani Artış

NASA tarafından sunulan bu tablo son 400.000 yılda atmosferik karbondioksit seviyesini gözler önüne seriyor.
20. Yüzyılda nüfus yükselişi ve ağır sanayinin gelişimi şeklinde ortaya çıkan insan aktivitelerindeki artışı karbon emisyonlarının çoğalması takip etmiştir.
Karbondioksidin ısı tutucu doğası bir ısıtma etkisi yaratmıştır. Bu durum kuraklıklar, seller, orman yangınları ve fırtınalara gibi doğal afetlerin sayısındaki ani artışların olduğu döneme tesadüf etmiştir.

                Karbondioksidi En Çok Bu Ülkeler Salıyor

Çin’in ve ABD’nin en büyük karbon emisyonuna neden olan ülkeler olduğunu duymak pek sürpriz olmayacaktır. Bu iki ülke nüfus, sanayi ve araba sayısı büyüklüklerinde de başı çekiyor.

                Doğal Afetlerden En Çok Çeken Ülkeler Aynı

Şaşırtıcı şekilde en fazla karbon salınımı yapan ülkeler aynı şekilde hidrolojik, meteorolojik ve iklimsel felaketleri de en çok deneyimleyen ülkeler olarak karşımıza çıkıyor.
Birleşmiş Milletler Felaket Risklerini Azaltma Ofisi’ne (UNISDR) göre Çin, ABD ve Hindistan aşırı hava olaylarından en kötü etkilenen ülkeler arasında yer alıyor.

                Şimdiye Kadar Olduğundan Daha Fazla Sel

Atmosfer ısındıkça çok daha fazla nemi absorbe eder. Bu her 1 santigrat derecelik artış için %7’lik bir nem oranına tekabül etmektedir. Bunun sonucu daha ağır sellerdir.
Daha yüksek deniz seviyesi daha büyük fırtınalara sebep olmaktadır ve bunların bazıları Teksas ve Çin’in güneyinde olduğu gibi yıkımlara yol açmaktadır.
Karbon emisyonlarındaki artış ile hidrolojik felaketlerdin sayısındaki yükseliş arasındaki bu denk geliş tesadüfi olamaz.

                Facianın Maliyeti

2050 yılına kadar, sellerin sahil kentlerinde yıllık 1 trilyon dolar maliyet yaratabileceği tahmin ediliyor.

Ek olarak darbelere göğüs germesi gereken kasaba ve kentlerin ABD ve Çin’dekilerin olması bekleniyor.

* Bu yazı World Economic Forum (WEF) internet sitesinde yayınlanan bir metnin çevirisidir. Yazını orijinali buradadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder