In English

27 Aralık 2016 Salı

KİRALIK KASA NEDİR? KİRALIK KASALARDA ZAMAN AŞIMI

Kiralık kasa, banka şubelerindeki özel güvenlikli bir odada bulunan ve içerisinde maddi ve manevi değeri olan taşınabilir kıymetlerin saklandığı, gerçek veya tüzel kişilerce kiralanabilen farklı boyutlardaki kasalardır. Kiralık kasa, kıymetlerinizin hırsızlık, yangın vb. risklere karşı korunmasında Banka güvencesi ve mahremiyet sağlamaktadır.


Kiralık Kasa Ücreti Ne Kadardır?
Kiralık kasa için, bankadan bankaya değişen yıllık kira bedelleri ve ilk kiralamada depozito ücreti istenebilmektedir.
Aşağıda bazı bankaların kiralık kasa ücretleri gösterilmiştir.


Kiralık Kasa Nasıl Açılır?
Kiralık kasa açmak için 1 adet vesikalık resminiz ve kimliğiniz ile bankaya başvuruda bulunmaz gerekir. Tek kullanıcılı bir kasa kiralayacaksanız işleminiz oldukça kolay ve hızlı olarak gerçekleştirilir ve banka gerekli işlemleri hallederek sizlere kiraladığınız kasaya ait 2 adet anahtarı teslim eder. Bu sayede kiraladığınız kasayı hızla kullanmaya başlayabilirsiniz.


Kiralık Kasalarda Zaman Aşımı Süresi Kaç Yıldır?
Kiralık kasa, yasal süre olan 10 yıllık zaman aşımına tabidir. 10 yıl süreyle ziyaret edilmemiş, kira bedeli tahsil edilmemiş ve sahiplerine ulaşılamamış kiralık kasalar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devrolunmaktadır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen kiralık kasa muhteviyatının sahibine iadesi mümkün değildir.

Kiralık Kasa İçin Zamanaşımı Süresi  Ne Zaman Başlar?
Kiralık kasalardaki kıymetler için zamanaşımı, kasa kira bedelinin en son tahsil edildiği ya da kasanın en son açıldığı tarihten itibaren başlar.

Kiralık Kasaya İlişkin Zamanaşımı Süresinin Bitiminden Önce Banka Hak Sahibine Uyarıda Bulunur mu?
Zamanaşımına uğrayan mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklar zamanaşımına uğradığı yılı takip eden Şubat ayının başından itibaren bankaların internet sitesinde liste halinde dört ay müddetle ilan edilir. Bankalar, söz konusu listelerin kendi internet sitesinde ilan edildiği hususunu, Şubat ayının 15. gününe kadar ülke genelinde yayım yapan ve ilan talebi tarihinde Basın İlan Kurumu listelerindeki tirajı en yüksek ilk beş gazeteden ikisinde 2 gün süreyle ilan eder. 2015 Yılında Kiralık Kasalardan

Zaman Aşımına Uğrayarak TMSF'ye Devredilen Mal Varlığı
Sayıştay, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na (TMSF) ilişkin 2015 yılı denetim raporunda, bankaların kiralık kasalarında unutulan ve fona devredilen varlıklara ilişkin uyarıda bulundu. TMSF’ye devredilen kıymet sayısı 174 bine ulaştı.

İşte TMSF’nin Kasa Serveti
Rapora göre, kasalarda unutulup fona devredilen varlıklar arasında altın, mücevher, senet, tahvil, kalem, para, çakmak, gümüş, pul ve hatıra paralar da yer aldı.
2015 yıl sonu itibarıyla, fona bin 745 adet altın, 5 bin 715 mücevherat, bin 73 tasarruf bonosu, 507 gümüş, 39 pul, 327 saat, 39 çakmak, 44 kalem ve 532 hatıra parası devredildi.
Fona devredilen varlıklar arasında, TL ve yabancı para, senetler, tahviller, bonolar da yer aldı. Böylece, fona devredilen toplam varlık adedi 174 bin 71 oldu.

Yazar Hakkında:
Semih ALEMDARLI
Uşak Üniversitesi Bankacılık ve Finans 3.sınıf öğrencisi.

26 Aralık 2016 Pazartesi

İşsizlik Oranı Nereye Gidiyor?

Bir ekonomide çalışmak isteyip de insanların iş bulamamasına işsizlik denir. Diğer bir ifadeyle istihdam sağlanamama da diyebiliriz. Şimdi gelelim işsizlik oranı nedir sorusuna. İşsizlik oranı; çalışmak isteyen insanların toplam iş gücündeki payını ifade eder. Matematiksel bir ifade ile anlatmak istersek:

 İşsizlik Oranı = (İşsiz Sayısı / İş Gücü) *100

 Temel bilmemiz gereken şeyleri öğrendik, sırada yorumlamak var. İşsizlik gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde fazlaca görülmektedir. Bildiğimiz üzere ülkemizde de işsiz sayımız yeterince fazla ve doğurduğu sorunlar da epeyce büyüktür. İşsiz kalan kişilerin üzerinde oluşan ekonomik ve psikolojik etkiler kişinin çevresine de yansıyarak daha büyük sonuçlar doğurur. Bu sonuçlar doğrultusunda ekonomi politikalarının ve hükümetin tam istihdam sağlaması hedefi önemlidir. Aksi takdirde işsizlik oranı daha fazla artacak gibi gözüküyor.  Yüksek oranlı işsizlik ile mücadele eden Türkiye’nin özellikle son dönemlerde işsizlere ve işgücü piyasasına yeni dahil olan genç işsizlere istihdam olanağı sağlayamadığı kabul edilmektedir. Bu doğrultuda işsizlik oranlarında bir azalma olmadı, aksine daha da arttığını görmekteyiz. İçinde bulunduğumuz bu yılda işsizlik oranları açıklandıkça büyüklerimizin deyimiyle yüreklerimiz ağzımıza geldi. Dur durak bilmeyen bu yükselmede aklımıza ilk gelen şey; ‘Yeni mezunlar iş bulabilecek mi ?’. Böyle devam ederse çok zor gözüküyor. Bu yılki işsizlik oranlarına baktığımız her açıklanan oran adeta bir diğeri ile yarışıyor. Genç nüfusta işsizlik oranı %20’ye dayandı , yani bu demek oluyor ki 5 gençten biri işsiz. Eylül 2016'daki işsizlik oranına bakacak olursak  %11.3 olarak gerçekleşti. Artık oranları biraz kanıksamış olucağız ki bu oran çok yüksek olmasına rağmen çoğu ekonomi yazarlarını sevindirdi . Çünkü son bir yıldaki oranlara baktığımız her ay gelen oran bir diğerinden yüksek seyretmekteydi. Ama eylülde gelen 11.3 bir diğeriyle aynı geldi ve bu ekonomi de işsizlik oranı ile ilgili olumlu sonuçlar doğurdu.  Ama geçmiş yılların eylül ayı ile karşılaştıracak olduğumuzda en yüksek ikinci eylül ayı 2016’da gelmiştir. Bir diğer oran ise 2009’da gelmişti. 2016’nın oranını 2009 ile karşılaştırmak doğru olmaz çünkü 2009 küresel kriz yaşanan bir yıldı. Onunla karşılaştırmamız sağlıksız olur. 2007-2015 yılları eylül ayı kıyaslamasına bakıyoruz. Tabi 2009 yılını bu kıyaslamanın içine koymadan ortalama işsizlik oranı yüzde 9.5 olarak gerçekleşiyor. 2016  yılı eylül ayı oranı ise 11.3 ne kadar yüksek olduğunu ve ne kadar tehlike çağrıştırdığını daha  çok anlamışsınızdır diye umuyorum.
Peki bu kadar sorunun bir çözümü yok mu diyeceksiniz , evet var ama küreselleşme ve ekonomik  sorunlar nedeniyle işsizliğin çözümü gün geçtikçe zorlaşmakta olduğunu görüyoruz. Oysa pek çok ülkenin aksine çok fazla genç nüfusa sahibiz. Bir an önce buna dur demeli ve daha çok geç olmadan önlemini almalıyız. İşsizlikle mücadele, hükümetin üzerinde duracağı ilk politika olmalıdır ve bu doğrultuda hareket etmelidir.




Bu yazı Uşak Üniversitesi Bankacılık ve Finans Bölümü 3. sınıf öğrencisi İnci Altındağ tarafından kaleme alınmıştır.

incialtındag23@gmail.com